17 Ağustos 2025 Pazar

2025 Muay Thai Süper Lig Finali-Yılmaz Parlar

Muay Thai Süper Lig Finali 2025

Sağlıklı Nesiller İçin Ringde Büyük Mücadele

Spor sadece bir rekabet değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Özellikle gençler için spor; kötü alışkanlıklardan uzak, sağlıklı ve disiplinli bir hayatın kapılarını aralar.

Yeşilay’ın öncülüğünde düzenlenen bu özel organizasyon, Muay Thai’nin yalnızca ringde değil, hayatta da ne kadar güçlü bir duruş sergilediğini bir kez daha gösterdi.

Yeşilay’dan Bağımlılıkla Mücadeleye Spor Yoluyla Güçlü Mesaj

Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Muay Thai Süper Lig Finali, İstanbul’un tarihi Sepetçiler Kasrı’nda görkemli bir atmosferde düzenlendi. “Bağımsız Gelecek Sağlıklı Nesiller” ve “Yüzleşmeden İyileşme Olmaz” sloganlarıyla gerçekleşen organizasyonda 14 sporcu şampiyonluk için kıyasıya mücadele etti.

Şampiyonlar Milli Takım’a Katıldı

Toplam 7 final karşılaşmasında ringe çıkan sporculardan erkeklerde Cihan Doğu, Utku Mete Yağcı, Sercan Koç, kadınlarda ise Ece Kayış, Hatice Öksüz, Elif Keskin ve Selver Aktürk şampiyonluk kemerini kazanarak Türkiye Muay Thai Millî Takımı’na katılmaya hak kazandı. Bu başarıyla birlikte ülkemizi Avrupa Muay Thai Şampiyonası’nda temsil edecekler.

Spor ve Bağımlılıkla Mücadele

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, yaptığı açıklamada sporun bağımlılıklardan uzak kalmada kilit rol oynadığını vurguladı:
 “Bağımlılıklarla mücadelenin en etkili yollarından biri spordur. Gençlerimizi sağlıklı yaşama teşvik eden her proje, geleceğimiz için büyük bir yatırımdır.”

Yeşilay Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Hasan Siret Albayrak ise düzenli fiziksel aktivitenin bireye disiplin, ruha sağlık kattığını, zararlı alışkanlıklara karşı en güçlü kalkandan biri olduğunu ifade etti.

Muay Thai Nedir? Öğretici Bir Bakış

Muay Thai, kökeni Tayland’a dayanan ve “Sekiz Uzanım Sanatı” olarak bilinen bir dövüş sporudur. Yumruk, tekme, diz ve dirsek darbelerinin bir arada kullanıldığı bu spor;

Bedensel dayanıklılığıZihinsel disipliniRefleks ve özgüveni geliştiren güçlü bir savunma sanatıdır.

Düzenli antrenmanlarla Muay Thai, gençlere sadece ringde değil, günlük hayatta da sabır, özgüven ve odaklanma kazandırır. Bu yönüyle spor, bağımlılıklara karşı bir “kalkan” görevi görür.

Muay Thai ile Sağlıklı Gelecek

Yeşilay’ın bu örnek iş birliği, sporun sadece fiziksel bir aktivite olmadığını, aynı zamanda toplumsal dönüşümün bir aracı olduğunu bir kez daha kanıtladı. Ringde ter döken sporcular, gençlere “zararlı alışkanlıklara karşı dimdik durmanın” en güçlü örneğini sundu.

Bu organizasyonda sadece şampiyonlar değil, aynı zamanda sağlıklı yaşamın savunucuları da kazanmış oldu. Sporun ışığıyla büyüyen her genç, geleceğin bağımsız ve güçlü Türkiye’sine atılmış bir adımdır.

Muay Thai’nin Yükselen Yıldızlardan Ece Kayış ile Müsabaka öncesi kısa söyleşi,

“Ringde Sadece Rakibime Değil, Zararlı Alışkanlıklara da Meydan Okuyorum”

Yeşilay’ın ev sahipliğinde gerçekleşen Muay Thai Süper Lig Finali, genç şampiyonların sadece spor alanında değil, aynı zamanda sağlıklı bir gelecek için de verdikleri mesajlarla damga vurdu. O isimlerden biri de Ece Kayış oldu.

Kazandığı mücadele ile hem milli takıma seçilen hem de izleyenlere ilham veren Kayış, ring dışında da bağımlılıklara karşı güçlü bir duruş sergiliyor.

 “Muay Thai bana disiplin, özgüven ve direnç kazandırdı”

Muay Thai’ye başlama hikâyeniz nasıl oldu?
Ece Kayış: “Çocukluğumdan beri dövüş sporlarına ilgim vardı. Muay Thai’ye başladığımda aslında sadece bir spor yapmayı düşünüyordum ama kısa sürede bunun bir yaşam biçimi olduğunu gördüm. Ringde kazandığım özgüven, hayatımın her alanına yansıdı.”

 “Gençlere çağrım, Spor, bağımlılıklara karşı en güçlü kalkanınız olsun”

Sporun bağımlılıkla mücadeledeki rolünü nasıl görüyorsunuz?
Ece Kayış “Bence spor, bağımlılıklardan uzak kalmak için en güçlü yol. Antrenmanlar hem zihinsel hem fiziksel açıdan çok şey kazandırıyor. Spor yaparken zararlı alışkanlıklara zaten yer kalmıyor. Gençlere çağrım: Sporun içinde olun, hayatınız değişsin.”

 “Milli formayı giymek gurur ve sorumluluk”

Türkiye’yi Avrupa Muay Thai Şampiyonası’nda temsil etmek sizin için ne ifade ediyor?
Ece Kayış “Milli takımda yer almak çok büyük bir gurur. Ülkemi uluslararası arenada temsil etmek, beni hem daha disiplinli çalışmaya hem de örnek bir sporcu olmaya yöneltiyor. Hedefim sadece şampiyonluk değil, aynı zamanda gençlere ilham olmak.”

Ece Kayış gibi genç sporcular, sadece başarılarıyla değil, duruşlarıyla da örnek oluyorlar. Onların mücadelesi, bir milletin bağımlılıklardan uzak, güçlü ve sağlıklı bir geleceğe doğru yürüyüşüdür. Spor, geleceğe atılan en sağlam adımlardan biridir.

yilmazparlar@yahoo.com

7 Ağustos 2025 Perşembe

Ümit Özdağ, Atatürk’ün Yolundaki Tek Kale Lider-Yılmaz Parlar

 

Ümit Özdağ’ın Bu Konuşmasını Tekrar Hatırlamak Zorundayız

Türkiye’de cesur olmak, yalnız kalmayı göze almak demektir. Prof. Dr. Ümit Özdağ, bu cesareti gösteren ve Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliğini siyasi arenada korkusuzca savunan ender liderlerden biridir.

3 Ocak 2023 tarihinde yaptığı bu tarihi konuşma, sadece bir siyasi beyan değil, Türk milletine yapılan bir çağrıdır. Hatırlamak, hatırlatmak ve yeniden düşünmek zorundayız. Çünkü bu konuşma, bir milletin yeniden uyanışının manifestosudur.

Tarihi Konuşmanın Önemi

3 Ocak 2023 – Türk Milletine Sesleniş
Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, Türk milliyetçiliği ve Atatürkçülük ekseninde yaptığı bu konuşma, sadece siyasi rakiplere değil; sessiz kalanlara, görmezden gelenlere ve unutmaya meyilli olanlara da net bir mesaj içeriyor.

Özdağ’ın Haykırış

“13 Milyon Sığınmacıya Sessiz Kalan Türk Milliyetçisi Olamaz”

Özdağ, Türkiye’deki demografik işgale karşı sessiz kalanları doğrudan hedef alarak, milletin gözüne perde çekilmesine isyan etti.

 “Türk Milliyetçiliğini Ayaklar Altına Alanlarla Siyaset Yapılmaz”

Erdoğan’ın “PKK ile açılım” politikasına değinerek bu çizgide yürüyenleri Türk milliyetçiliğinden dışladı.

 “Atatürk’e Ayyaş Diyenlerle Aynı Masaya Oturulmaz”

Havaalanlarından, tesislerden Atatürk’ün adını silenlerle iş tutanlara karşı net bir çizgi çekti.

“Zafer Partisi, Atatürk’ün Kurduğu Cumhuriyetin Son Kalesidir”

Zafer Partisi’nin ideolojik kökenini Orhun Abideleri’nden Gaspıralı’ya, Ziya Gökalp’e ve Atatürk’e dayandırarak, Türk milliyetçiliğinin tek siyasi temsilcisi olduğunu vurguladı.

“Federasyon Hayali Kuranlar Türk Milliyetçisi Değildir”

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na atıfta bulunarak, federatif yapıya kayan zihniyeti eleştirdi.

“Siyasetin Eşantiyonu Değiliz”

Türk milliyetçilerinin siyasette görmezden gelinmesine sert bir tepki gösterdi.

Son Direnç Hakkı, Zafer Partisi

Zafer Partisi’nin, örtülü istila olarak nitelediği sığınmacı akınına karşı Türk milletinin “ilk ve son direnç hakkı” olduğunu belirten Özdağ, tüm Türk milliyetçilerini ve Atatürkçüleri bu saflarda birleşmeye davet etti.

Ümit Özdağ’ın Arkasındaki Akademik Güç

Siyaset bilimi profesörü olan Ümit Özdağ, sadece bir siyasi figür değil, aynı zamanda akademik bir otoritedir.

Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyopolitik sorunları sahadan gelen bir bilgi birikimi ile yorumlayan nadir liderlerdendir.

Almanca ve İngilizce’yi ileri düzeyde bilen, yurtdışında eğitim almış ve birçok alanda akademik katkı sunmuş bir lider olarak, sahici ve bilimsel temellerle hareket etmektedir.

Bugün yaşadığımız sorunları görebilmek için sadece iyi bir lider değil, aynı zamanda cesur bir yürek gerekir.

Prof. Dr. Ümit Özdağ, bu yüreği ve bilgeliğiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için hayati önemde bir mücadele veriyor.

3 Ocak 2023 tarihli bu konuşma, tarihe bir not, geleceğe bir manifestodur.
Hatırlamak, hatırlatmak ve harekete geçmek zorundayız.

Konuşmanın Tam Metni;

Sevgili Türk Milliyetçileri, Sevgili Atatürkçüler,

Cumhuriyetimizin bir Türk devleti olduğunu ifade eden 1924 Anayasası’nı reddeden kişi, Türk milliyetçisi değildir; Atatürkçü hiç değildir.

Etnik ve mezhepsel kimliklere siyasal kimlik vereceğini vaat ederek yola çıkan birisi Türk milliyetçisi olamaz, Atatürkçü de olamaz.

Bugün ülkemizi 13 milyon sığınmacı ve kaçağın istilasına uğratırken ses çıkarmayanlar da Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.

“PKK ile Erdoğan’ın yaptığı açılımdan daha iyisini yapacağız” diyenler, Türk milliyetçisi olamaz, Atatürkçü değildir.

Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alanlarla siyaset yapanlar Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü de değildir.

Atatürk’e “ayyaş” deyip ismini havaalanlarından ve kamu tesislerinden silenlerle bir araya gelenler, Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.

“1921 Anayasası” diyerek, “Kurtuluşa evet, kuruluşa hayır” diyenlerle; Türkiye’yi Arap demografik işgaline sokanlarla yürüyenler de Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.

Atatürk’ün bastırdığı bir isyan nedeniyle ona “soykırımcı” diyen adamı milletvekili yapan Atatürkçü olamaz.
Atatürk’e “kefere” diyen birini milletvekili yapan kişi, ne Türk milliyetçisidir ne Atatürkçüdür.

Atatürk’ün kurduğu millî devleti, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ile federalleştirmeye çalışanlar da Türk milliyetçisi değildir, Atatürkçü değildir.

Zafer Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi olan millî, üniter ve laik devlet fikrinin siyasetteki tek temsilcisidir.

Zafer Partisi, Orhun Abideleri’nden Gaspıralı İsmail, Yusuf Akçura, Ziya Gökalp çizgisine; oradan da Atatürk’ün önderliğinde şekillenen Türk milliyetçiliği siyasal projesinin bugünkü yegâne taşıyıcısıdır.

Zafer Partisi; kirletilmek, etkisizleştirilmek ve yok edilmek istenen Türk milliyetçiliğini, Atatürk çizgisinde 21. yüzyıla taşımayı hedefleyen tek partidir.

Bu anlamda Zafer Partisi, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin fikir merkezidir. Aynı zamanda Türk milliyetçiliğinin son direnme ve savunma hakkıdır.

Zafer Partisi, ülkemizi iç savaşa sürüklemeyi ve “Büyük Kürdistan”ı kurmayı amaçlayan stratejik göç mühendisliği karşısında da Türk milletinin ilk ve son direnç hakkıdır.

Sevgili Türk milliyetçileri, sevgili Atatürkçüler;

Bölücü örgüt HDP kadar değer verilmeyen, siyasette adeta eşantiyon muamelesi gören Türk milliyetçilerini ve Atatürkçüleri;

Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş ilkeleri temelinde savunmak üzere Zafer Partisi’ne davet ediyorum.

“Oylarını nasıl olsa bize verecekler” diye küçümsenen tüm Türk milliyetçilerini, tüm Atatürkçüleri; Zafer Partisi saflarında birleşmeye çağırıyorum.

100 sene önce ordularıyla Anadolu’yu işgal eden emperyalizmi yenilgiye uğratan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde;

Bugün 13 milyon sığınmacı ile gerçekleşen örtülü istilaya karşı tek başına mücadele eden Zafer Partisi’nde yer almaya sizleri de davet ediyorum.

Yaşasın Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti!
Yaşasın Büyük Türk Milleti’nin Zaferi!

yilmazparlar@uahoo.com

6 Ağustos 2025 Çarşamba

TABA-AmCham Stratejik İmza Töreni-Yılmaz Parlar

  

Stratejik İmza Töreniyle Güçlenen Bağlar

TABA-AmCham (Türk Amerikan İşadamları Derneği), 5 Ağustos 2025 Salı günü İstanbul Bahçeköy Life Park’ta düzenlediği “Üyeler Arası Network Buluşması ve Stratejik İş Birliği İmza Töreni” ile yine farkını ortaya koydu.

Etkinlik, Türkiye’nin küresel ticaretteki yükselen rolünü pekiştiren iş birlikleri, vizyoner konuşmalar ve önemli protokollere sahne oldu.

İş dünyasının önde gelen temsilcileri, sivil toplum liderleri, büyükelçiler ve yatırımcılar bu güçlü organizasyonda bir araya gelirken, Türkiye ile ABD arasında ekonomik ve kültürel köprülerin yeniden ve daha sağlam bir şekilde inşa edildiği mesajı verildi.

Katılımcılar için, Böylesine güçlü, vizyoner ve birliktelik duygusuyla dolu bir etkinlikte bulunmak, hem mesleki hem de insani açıdan umut vericiydi.

Türkiye’nin dünya ile kurduğu köprülerin sadece ekonomiyle değil, kültürle, vizyonla ve insanlık değerleriyle de örüldüğünü bir kez daha görüldü.

Süleyman Ecevit Sanlı Liderliğinde Vizyon Şahlandı

TABA-AmCham Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, konuşmasında hem Türkiye'nin küresel ekonomik sistemdeki potansiyeline dikkat çekti hem de derneğin kurumsal gücünü ve samimi iş birliklerini vurguladı.

“500’ü aşkın üyemiz ve 3 kıtadaki temsilciliklerimizle, Türk şirketlerinin küresel pazarda rekabet gücünü artırıyoruz. Bugün burada atılacak imzalar, sadece ekonomik değil, stratejik bir iş birliğinin başlangıcıdır.” Sözleri ile birlikte

Sanlı, New York’ta 25 Ağustos’ta düzenlenecek Türkiye tanıtım etkinliği ve savunma sanayii iş birliklerinin altını çizerek, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hep birlikte taçlandıracağız” dedi.

“Biz Türkiye’nin aydınlık geleceğine inanan ticaret erbaplarıyız” diyen Sanlı, 1987’de temelleri atılan bu değerli kurumun 1991 yılından bu yana Amerikan Ticaret Odası Türkiye temsilciliği misyonunu layıkıyla sürdürdüğünü hatırlatarak; şeffaflık, dürüstlük ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle ilerleyen yapının, ticari değil aynı zamanda insani bir platform haline geldiğini ifade etti.

Başkan Sanlı, konuşmasında savunma sanayiinden turizme, inovasyondan sosyal sorumluluk projelerine kadar birçok alanda Türkiye’nin yükselen bir merkez olacağını vurgularken, üyeler arası sinerjinin “içeride güç, dışarıda fark yaratma”nın anahtarı olduğunu vurguladı.

16 Stratejik İş Birliği Anlaşması

 Türkiye ve ABD Arasındaki Ticaret İçin Yeni Bir Sayfa

Etkinlik kapsamında 16 farklı şirketle stratejik iş birliği protokolleri imzalandı. Bu anlaşmalar sadece birer belge olmanın ötesinde, iki ülke arasında bilgi, sermaye ve inovasyonun karşılıklı akışını sağlayacak köprüler olarak tanımlandı.

Protokoller; enerji, teknoloji, savunma ve eğitim başta olmak üzere pek çok sektörü kapsayarak Türk şirketlerinin Amerikan pazarına daha güçlü adımlarla girmesini hedefliyor.

Barış Elçisi’nden Evrensel Mesajlar

Etkinliğin en dikkat çeken konuşmacılarından biri olan Birleşmiş Milletler Barış Elçisi ve İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram, küresel düzeyde insan hakları ve özellikle engelli bireylerin hakları konusuna dikkat çekerek; İstanbul’un dünya engelli hakları merkezi olması yönündeki vizyonunu paylaştı.

Aynı zamanda “savaşa hayır, barışa evet” vurgusuyla ticaretin sürdürülebilirliği ve insanlığın ortak değerleri için güçlü bir mesaj verdi.

Diplomaside Tecrübenin Gücü

 Hasan Murat Mercan’ın Stratejik Değerlendirmesi

Eski Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan ise küresel ticaretteki belirsizliklerin arttığı bir dönemde TABA-AmCham gibi organizasyonların önemine değindi. “Bu gibi yapılar, belirsizliği bilgiyle ve güçlü ağlarla yönetmenin anahtarıdır” sözleriyle, dış ticaret vizyonunun ancak stratejik ortaklıklarla şekillenebileceğini vurguladı.

Murat Epli,

 “Yalnız Büyümek Değil, Birlikte Güçlenmek Hedefimizdir”

TABA-AmCham Berlin temsilcisi Murat Epli ise yaptığı konuşmada, TABA-AmCham’ın sadece Amerika değil, Türkiye-Afrika, Türkiye-Avrupa eksenlerinde de köprüler kurduğunu dile getirerek, iş birliklerinin bir vizyon projesi olduğunun altını çizdi: “Stratejik öneme sahip bu birliktelikler, geleceğin uluslararası iş modellerini şekillendirecek.”

GÖZE ÇARPAN FİRMA STANTLARI Ve İş Dünyasının Nabzı

Life Park’ın geniş açık hava alanında kurulan firma standları, katılımcıların ilgi odağı oldu. Adeta mini bir iş fuarını andırdı Yenilikçi ürünlerini sergileyen şirketler, Türk-Amerikan ticaretinin dinamiklerini yansıtan bir fuar atmosferi yarattı.  Enerji, yazılım, savunma, sağlık ve gıda sektörlerinden katılan firmalar, ürünlerini ve hizmetlerini tanıtma fırsatı buldu.

Ziyaretçiler, dijitalleşme odaklı çözümler sunan teknoloji firmalarına yoğun ilgi gösterdi. Özellikle savunma sanayi temsilcileri, yeni dönem ortak projeler için yatırımcılarla doğrudan temas kurarken; sürdürülebilir tarım ve sağlıklı gıda temasıyla dikkat çeken markalar da övgü topladı.

Etkinlik kapsamında, daha önce yaptığımız kısa bir sohbette görüşlerini paylaşan Prof. Dr. Semahat Demir, Amerika’daki kariyer yolculuğuna dair şu cümleleriyle dikkat çekmişti:
“Ben bir Türk olarak orada bir nevi elçiyim; başarıyı katkı sağlamakla tanımlarım. Amerika’da olmak, farklılıklardan güç almak ve bilime katkı sunmak demek.”

Öte yandan, TABA-AmCham Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, başarılı iş insanı ve küresel girişimcilik konusunda söz sahibi isimlerden Zuhal Mansfield ise kısa sohbetimizde düşüncelerini net bir şekilde özetlemişti:
“Hayat cesurları sever. Cesur olan her kadın, küresel pazarda kendine yer açar.”

Bugün burada tanık olduğumuz şey sadece bir etkinlik değil, Türkiye’nin geleceğini birlikte inşa eden vizyoner insanların bir araya gelme çabasıydı.

TABA-AmCham bu sürecin sadece parçası değil, motor gücüdür. Başkan Süleyman Ecevit Sanlı başta olmak üzere, tüm emeği geçenlere yürekten teşekkürü hak ediyorlar. Türkiye büyüyor, güçleniyor ve dünyayla konuşuyor.

yilmazparlar@yahoo.com

1 Ağustos 2025 Cuma

GTD-“Ormandayız” Etkinliğiyle Gastronomi, Doğaya Ses Verdi-Yılmaz Parlar

 

Ormanlar Sadece Yeşil Değildir, Geleceğimizdir

Yangınlar sadece ağaçları değil, bir ülkenin hafızasını yakar…

Bugün karşı karşıya olduğumuz en büyük felaketlerden biri, orman yangınları. Oysa ormanlar sadece doğal değil; kültürel, ekonomik ve toplumsal bir mirastır. Onlar, toprağın nemini, havanın temizliğini, tarımın devamlılığını ve insanlığın sağlığını korur. Yangınlarla yok olan her orman, aslında geleceğimizin de külleridir. Bu nedenle bu yangınlar yalnızca çevresel bir mesele değil; aynı zamanda yerel üreticinin umudu, gastronominin hammaddesi ve turizmin doğal alanıdır.

“Ormandayız” Etkinliğiyle Gastronomi, Doğaya Ses Verdi

GTD’nin ormanda düzenlediği anlamlı etkinlikte hem doğa hem kültür konuşuldu

Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), 30 Temmuz Çarşamba akşamı İstanbul Life Park Izoletta’da “Ormandayız” temasıyla çok özel bir etkinlik düzenledi. Bu yıl ilk kez açık havada, ormanlık bir alanda gerçekleşen organizasyon, orman yangınlarının etkilericoğrafi işaretli ürünlerin korunmasıgastronomi turizminin geleceği gibi konuları gündeme taşıdı.

Etkinliğe Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TYGD) ile Fransa merkezli FIJET Türkiye de destek verdi.

Programa Damga Vuran Başlıklar

Orman yangınlarının coğrafi işaretli ürünler üzerindeki etkisi

Küresel ısınmanın gastronomi turizmine yansımaları

Yerel üreticilerin korunmasının stratejik önemi

Doğaya duyarlı üretim ve sürdürülebilir yaşam anlayışı

Gürkan Boztepe, “Bu İki Değer, Geleceğimizin Anahtarıdır”

GTD ve TYGD Başkanı Gürkan Boztepe, konuşmasında bu etkinliğin, orman yangınlarına karşı toplumsal farkındalık ve sosyal sorumluluk bilinci oluşturmak amacıyla orman içinde gerçekleştirildiğini vurguladı.

“Ormanlarımızı korumak kadar, Anadolu’nun zenginliğini yansıtan coğrafi işaretli ürünlere sahip çıkmak da çok önemli. Bu iki değer, aslında geleceğimizin anahtarıdır,” dedi.

Boztepe ayrıca, gastronomi turizminin yıllardır dünyaya anlatılması için çalıştıklarını belirterek; Nepal’den Dubai’ye, New York’tan Türkiye’ye Türk mutfağını ve değerlerini tanıtmayı sürdüreceklerini dile getirdi.

Kimler Katıldı?

Gecede sanat, siyaset, gastronomi ve kamu dünyasından birçok önemli isim yer aldı. Katılımcılar arasında İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, sanatçı Tamer Levent, Prof. Dr. Oğuz Özyaral, eski    Ayşe Ayşin Işıkgece, ünlü işletmeci Cüneyt AsanDr. Ender Saraç, FIJET Dünya Başkan Yardımcısı Delal Atamdede, TYGD kurucu üyesi Hüseyin Kurtoğulları, İstanbul Turizm Platformu yöneticileri Harun Tedik ve Enis Malik Kaya dikkat çekti.

Kurtoğulları’ndan Güçlü Mesaj, “Doğayla Barışık Toplum Kurmalıyız”

TYGD Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Kurtoğulları, İstanbul'un %44’lük orman varlığına dikkat çekerek, ormanların korunmasının yalnızca çevresel değil, aynı zamanda tarım ve kültür politikalarının da temel unsurlarından biri olduğunu söyledi:

“Cam, plastik gibi çevre kirliliğine neden olabilecek her şey potansiyel bir felakettir. Seksen altı milyon insanın çevre bilinciyle hareket etmesi gerekiyor.”

Ender Saraç, “Sağlıklı Gastronomi Dünyada Yükseliyor”

Ünlü sağlık uzmanı Dr. Ender Saraç ise konuşmasında gastronominin evrildiği yeni yönlere değindi:

“Artık dünya yalnızca lezzeti değil, sağlığı da arıyor. Türkiye’deki baharatlar, bitki çayları ve doğal ürünlerle sağlıklı gastronomide dünya lideri olabiliriz.”

Standlar Büyük İlgi Gördü

Etkinlikte yenilikçi içeceklerden gurme burgerlere, organik ürünlerden baharatlara kadar birbirinden özel lezzetler katılımcılarla buluştu.

Aı Drınk: Lezzetin Geleceğini Teknolojiyle Tasarlıyor

Etkinliğinin en dikkat çeken standlarından biri olan AI DRINK, ziyaretçilere geleneksel lezzetleri yüksek teknolojiyle harmanlayan içecek deneyimleri sundu. Markanın kurucusu Umut Kaya, iş dünyasındaki başarı hikayesini ve AI DRINK’in benzersiz ürün konseptini katılımcılarla paylaştı.

Türkiye’nin ilk buz üretim tesisi Nur Buz’u devralarak sektörde modernizasyonu başlatan Kaya, ardından Bobajoy gibi global bir markayı Türkiye’ye kazandırdı. Şimdi ise AI DRINK COMPANY ile moleküler lezzet analizi teknolojisini kullanarak sıfır alkol, sıfır şeker ve sıfır kalorili içecekler üretiyor.

Standı gezenler, markanın “Derin Lezzet Analizi” sayesinde klasik içeceklerin yeniden yorumlandığı özel tatları deneme fırsatı buldu. Moleküler Biyologun   bilimsel katkılarıyla geliştirilen ürünler, katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı.

Meat Burger, Gurme Lezzetlerin Adresi

Etkinliğin bir diğer öne çıkan standı Meat Burger Gurme Mutfak, Osman Sağdıç’ın öncülüğünde damaklarda iz bırakan burgerleriyle yerini aldı. 2017’de Maslak’ta başlayan lezzet yolculuğunu kısa sürede genişleten marka, Balıkesir’den özenle seçilen %100 dana eti ve özel soslarla hazırlanan menüsüyle dikkat çekti.

Standı ziyaret edenler, Meat Burger’i    tatma şansı yakaladı. Marka, Türkiye ve yurtdışında franchise hedeflerini de etkinlikte paylaştı.

Meltem Evi, Organik Ürünler Ve Baharatlarla Doğal Lezzet

Meltem Evi standı ise organik ürünler ve doğal baharatlarla sağlıklı yaşamı destekleyen bir deneyim sundu. Katılımcılar, geleneksel yöntemlerle üretilen baharat çeşitlerini ve organik gıda ürünlerini inceleme fırsatı buldu.

Etkinlikte öne çıkan stantlardan biri de Dr. Aronia oldu. “Longevity” (uzun ve kaliteli yaşam) temasıyla hazırlanan bu stantta, antioksidan açısından zengin aronya meyvesi tanıtıldı. Yaşlanmayı geciktirici etkisiyle bilinen aronya, doğal üretim, pestisitsiz tarım ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle yetiştiriliyor.
Rainforest Alliance sertifikalı üretimiyle dikkat çeken marka, sağlık ve çevreyi buluşturan örnek bir iş modelini temsil ediyor.

Etkinliğe Destek Veren Kurumlar

Etkinlik aşağıdaki kurum ve markaların katkılarıyla gerçekleşti:

Aİdrink, Antiochia, Crowne Plaza Harbiye, Dr. Aronia, GT Anadolu, İzoletta, Kalbur Et, Kosifler Oto, Karaköy Güllüoğlu, Life Park, Meat Burger, Meltem’in Evi, Sabırtaşı, Tepe Gourmet, TYGD, Qurabiss, The Coffee Factory, Hatay Dayanışma Derneği, Efor Çay, Export, Vegan Derneği

Yeşil Vatanı Korumak, Geleceğimizi Kurtarmaktır

Ormanlar sadece nefes aldırmaz; üretir, besler, öğretir. Onlar bizim kültürel köklerimiz ve ekonomik geleceğimizdir. Yangınlar ise bu yaşam zincirini koparan büyük tehditlerdir. Bugün ormanı, çiftçiyi, ürünü ve turizmi aynı çatı altında düşünebilmek gerekiyor. “Ormandayız” etkinliği bu yönüyle yalnızca bir farkındalık gecesi değil, gelecek kuşaklara bırakılacak bilinçli bir mesajdır.

yilmazparlar@yahoo.com

2025 Muay Thai Süper Lig Finali-Yılmaz Parlar

Muay Thai Süper Lig Finali 2025 Sağlıklı Nesiller İçin Ringde Büyük Mücadele Spor sadece bir rekabet değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir...