3 Temmuz 2025 Perşembe

Fenerbahçe Rotary Kulübünden Kutsal Aktivite-Yılmaz Parlar

  

Kalben Derneği’ne İlham Veren Gece

Sanatın iyilikle buluştuğu özel bir gece, çocukların kalbine umut, topluma ise ilham oldu.

Fenerbahçe Rotary Kulübü’nün, Rotary gönüllülerinin özverili organizasyonuyla, 2 Temmuz 2025 Çarşamba günü, Maji Sanat Galerisi’nde düzenlediği etkinlik, Kalben Derneği’nin “Kalben Çocuk Köyü” projesine anlamlı bir destek sundu.

Toplumsal faydayı sanatla buluşturan Fenerbahçe Rotary Kulübü, gönüllülüğün en zarif haline imza attı. “İyilik için birleşin” çağrısıyla yola çıkan kulüp, bu özel gecede yalnızca bir sanat organizasyonu gerçekleştirmekle kalmadı, aynı zamanda yüzlerce çocuğun hayatına dokunacak bir destek köprüsü kurdu.

Sanatın Işığında Bir Umut Yolculuğu

Fenerbahçe Rotary Kulübü 2024-2025 Dönem Başkanı Aslı Başer’in liderliğinde organize edilen etkinlikte, İstanbul’un önde gelen sanatçılarının eserleri sanatseverlerle buluştu.

Gecenin sponsorluğunu üstlenen Gaye Donay’ın katkıları ve İSTED Derneği’nin destekleriyle hazırlanan sergi, sanatı toplum yararına dönüştürmenin en anlamlı örneklerinden biri oldu.

Sanat sadece duvarlarda değil, yüreklerde de iz bıraktı. Etkinlikte, astrolog ve yazar Sare Aldemir’in ilham dolu söyleşisi, katılımcılara hem ruhsal hem de düşünsel bir yolculuk sundu. Aldemir’in etkileyici anlatımıyla derinleşen gece, sanatın dönüştürücü gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Kalben Çocuk Köyü İçin El Ele

Etkinlikten elde edilen tüm gelir, çocukların güvenli, sevgi dolu bir yuvaya kavuşmaları için çalışan Kalben Derneği’nin “Kalben Çocuk Köyü” projesine aktarıldı. Koruyucu ailelik ve evlat edinme alanında Türkiye’nin en saygın sivil toplum girişimlerinden biri olan Kalben Derneği, bu destekle daha fazla çocuğun hayatına umut taşımaya devam edecek.

Fenerbahçe Rotary Kulübü Toplumsal Hizmetler Komite Başkanı Hülya Vurgun Şahbaz ve özverili ekibi, gecenin perde arkasındaki kahramanlarıydı. Tüm detayları titizlikle planlanan organizasyon, bir gönül hareketinin ne kadar büyük bir dönüşüm yaratabileceğini kanıtladı.

Sanatla Büyüyen İyilik

Gecede konuşan Dönem Başkanı Aslı Başer, “Sanatın iyilikle buluştuğu bu anlamlı gecede emeği geçen herkese kalpten teşekkür ederim. Maji Sanat Galerisi’ne, kıymetli sponsorlarımız Gaye Donay’a, değerli sanatçılarımız Oktay Seven ve Tamer Levent’e ve tüm katılımcılarımıza minnettarız.

Rotary olarak iyiliğin peşinden koşmaya, toplum için üretmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bir Gece, Bin Umut

Bu özel etkinlik, sanatın sadece estetik bir deneyim değil, aynı zamanda toplumsal dönüşüm için güçlü bir araç olduğunu bir kez daha gösterdi. Fenerbahçe Rotary Kulübü’nün örnek niteliğindeki bu organizasyonu, Kalben Derneği’nin kutsal misyonuyla birleşerek yüzlerce çocuğun geleceğine umut oldu.

Unutmayalım: Bir çocuğun hayatına dokunmak, aslında bir toplumun vicdanına dokunmaktır. Ve sanatla yapılan iyilik, her zaman daha derine işler.

yilmazparlar@yahoo.com

30 Haziran 2025 Pazartesi

99. Gazi Koşusu'nda Tarih Yazıldı-Yılmaz Parlar

  

Gazi Koşusu, Atatürk’ün Mirasına Bir Saygı Duruşu

Gazi Koşusu, sadece bir at yarışı değil; Türk milletinin onuru, Atatürk’ün mirasına sahip çıkma bilincinin sahaya yansıdığı, duygularla yarışın iç içe geçtiği bir Cumhuriyet klasiğidir.

Bu yıl Veliefendi’de izlediğimiz coşku, sadece hızla değil, tarihle de yarıştığımızın kanıtıydı. Bir gazeteci olarak bu yarışın ruhuna dokunmak, onu hissetmek benim için büyük bir ayrıcalıktı.

99. Gazi Koşusu’nda tarih yazıldı, “Cutha” şampiyon oldu, Ahmet Çelik efsaneye bir adım daha yaklaştı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adına 1927’den bu yana kesintisiz düzenlenen Türk at yarışçılığının en prestijli organizasyonu Gazi Koşusu, bu yıl 99. kez büyük bir coşku ve tarihi atmosferle gerçekleşti.

Veliefendi’de Cumhuriyet Rüzgarı Esti

İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda düzenlenen 2.400 metre mesafeli çim pist koşusunda 3 yaşlı 22 safkan İngiliz tayı kıyasıya yarıştı. Yalnızca bir kez katılma hakkı olan tayların bu büyük sınavında ipi göğüsleyen, sahibi Hulusi Çil, jokeyi ise deneyimli isim Ahmet Çelik olan “Cutha” isimli safkan oldu.

 Şampiyonluk Zamanı, Cutha

“Cutha”, 2.30.28’lik derecesiyle birinci olurken, Handsome King ikinci, Special Man ise üçüncü sırayı aldı. Cutha’nın bu galibiyeti, sahibine yalnızca zaferin onurunu değil, aynı zamanda 55 milyon 335 bin TL gibi dev bir ödül kazandırdı. Toplam ödül havuzu ise 52 milyon 500 bin TL ile Türkiye atçılık tarihinde rekor niteliği taşıdı.

Jokey Efsanesi, Ahmet Çelik

Bu zaferle birlikte jokey Ahmet Çelik, 8. Gazi Koşusu zaferine ulaştı. 7 kez üst üste kazanarak rekor kıran Çelik, son zaferini 95. Gazi Koşusu’nda “Burgas” ile yaşamıştı. Şimdi ise “Cutha” ile yeniden zirvede. Efsane jokey Mümin Çılgın’ın 9 şampiyonlukluk rekoruna bir adım daha yaklaştı.

Rakamlarla Gazi 2025

Seyirci sayısı: 59.700

Kazanan safkanın kazancı: Toplam 55 milyon 335 bin TL

2.’ye verilen ödül: 12 milyon TL

3.’ye verilen ödül: 6 milyon TL

Tarihi Şal Fuayede Sergilendi

Hipodromun basın fuayesinde, Gazi Koşusu nostaljisi de yaşatıldı. Yalçın Akağaç’a ait olan, 2001 Gazi Koşusu Şampiyonu “Grand Ekinoks”un orijinal şalı gazetecilere sergilendi. O an, geçmiş ile bugün arasında duygusal bir köprü kurdu.

Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözünü her yıl yeniden hatırladığımız bu büyük yarış, aynı zamanda Türk milletinin azim, disiplin ve Cumhuriyet değerlerine olan bağlılığını temsil ediyor. Gazi Koşusu sadece bir yarış değil, bir ulusun kolektif hafızasıdır. 100. yıl için şimdiden heyecanla bekliyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com

20 Haziran 2025 Cuma

Dört Kapı Anadolu Rüyası Lansmanı-Yılmaz Parlar

  

Anadolu’nun Kültür Hazinesi “Dört Kapı” Sahneye Taşındı

Forte Kültür Sanat Akademisi’nden Kültürel Bir Diriliş Hareketi

Forte Kültür Sanat Akademi’nin öncülüğünde hayata geçirilen “Anadolu Rüyası” projesi, bu yıl “Dört Kapı” temasıyla sahneye taşınıyor.

Kültürel mirası genç kuşaklara aktarmayı hedefleyen proje, yurt içi ve yurt dışında elde ettiği başarılarla dikkat çekiyor. Litvanya, Güney Kore ve Jeju Adası’nda Türkiye’yi başarıyla temsil eden ekip, 2025 yılında Brezilya’da yapılacak uluslararası yarışmada da sahne alacak.

Topkapı Kültür Parkında 19 Haziran 2024 Perşembe günü Lansmanı yapılan projenin açılış konuşmalarını Akademinin kurucusu ve projenin genel sanat yönetmeni Okan Gürbüz, İpek Yolu Kamu Diplomasisi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Başkanı Seyfullah Türksoy, Anadolu Folk Grubu Kurucusu ve Başkanı Göksenin İleri, yaptılar.

Akademinin kurucusu ve projenin genel sanat yönetmeni Okan Gürbüz, 28 yıllık halk dansları birikimiyle bu rüyayı 2015 yılında başlattı.

Lise ve üniversite öğrencilerine yönelik hazırlanan proje, sadece dans eğitimiyle sınırlı kalmayıp yaşam kültürü, sahne disiplini, makyaj ve kostüm gibi alanlarda da kapsamlı bir eğitim sunuyor.

Ankara, İzmir, Uşak ve Giresun gibi şehirlerde 8 ay boyunca süren çalışmalar sonucunda, 60 öğrenci 29 Haziran’da Ankara’da büyük bir gösteriyle sahne alacak.

Proje kapsamında Pomak, Bektaşi ve Süryani kültürlerinden esinlenilen danslar eşliğinde birlikte yaşamanın zenginliği yeniden yorumlanıyor. “Dört Kapı” temasıyla izleyiciyi mistik bir yolculuğa çıkaran gösteri, Anadolu’nun çok katmanlı kültürel yapısına dikkat çekiyor.

29 Haziran'daki gösterimin ardından proje Giresun, İzmir ve İstanbul’da sahnelenmeye devam edecek. Anadolu’nun kadim kültürünü yaşatmak adına önemli bir adım olan bu proje, aynı zamanda uluslararası arenada Türkiye’nin kültürel gücünü temsil etme hedefi taşıyor.


Anadolu Rüyası “Dört Kapı”yla Yeniden Hayat Buldu.
Forte Kültür Sanat Akademisi'nin kurumsal çatısı altında hayata geçirilen "Anadolu Rüyası" projesi, bu yıl “Dört Kapı” temasıyla başta Ankara olmak üzere birçok şehirde sahneye taşınıyor. Pomak, Bektaşi ve Süryani kültürlerinden ilham alan gösteri, Türk kültürünün zenginliğini ve çok sesliliğini sahneye taşıyor.

Forte Kültür Sanat Akademisi, Türkiye’de Bir İlk

Kurucu Okan Gürbüz: “Bu Rüya, Anadolu'nun Rüyasıdır”

Projenin mimarı, aynı zamanda genel sanat yönetmeni Okan Gürbüz, lansman konuşmasında; “Bu bir çocuğun rüyası olarak başladı. 28 yıl boyunca Anadolu'nun zengin kültürel mirasını sahnede taşımaya adadım kendimi. 2015'te ‘Anadolu Rüyası’ ile gençlere bu mirası aktarmak için yola çıktık. Sadece dans değil; yaşam biçimi, geleneksel bilgi, sahne makyajı ve kostüm eğitimleri de verdik.

Projeyi Diyarbakır'dan Edirne'ye, Adana'dan Giresun'a kadar yaydık. Bu yıl 60 öğrencimiz sekiz ay boyunca İzmir, Uşak ve Giresun’da hazırlandı. 29 Haziran’da Ankara’da sahne alacaklar. Ardından İstanbul, Giresun ve İzmir’de gösterilere devam edeceğiz. Bu proje, geleneksel formata sadık kalan ama geleceğe bakan bir kültür hareketidir.”

“Dört Kapı”, Farklı Kültürlerin Ortak Sesi

Bu yılki tema olan “Dört Kapı”, Pomak, Bektaşi ve Süryani kültürlerinden izler taşıyor. Her biri Anadolu’nun çok sesli kültürel mozaiğini temsil eden bu unsurlar, danslarla ve anlatılarla sahnede can buluyor. Gösteri, 55 dakikalık dramatik bir anlatımla seyirciyi dört farklı kapıdan geçirerek kadim bilgeliğe ulaştırıyor.

Seyfullah Türksoy, “Bu Kültür Markalaşmalı”

İpek Yolu Kamu Diplomasisi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Başkanı Dr.Seyfullah Türksoy, etkinlikte yaptığı etkileyici konuşmada şunları söyledi:

“Otuz beş yıldır Türk dünyasının her coğrafyasında kültürel diplomasi için çalıştım. Anadolu kültürü dünyanın en zengin hazinelerinden biridir ama ne yazık ki markalaşmayı başaramadık.

Marmaris’te, Kuşadası’nda sahnelenen yoz şovlar yerine kendi halk danslarımız, kültürel değerlerimiz tanıtılmalıydı. ‘Anadolu Rüyası’, bu eksikliği akademik bir yaklaşımla kapatıyor. Bu kıymetli projeyi gönülden destekliyoruz.”

Göksenin İleri, “Bu Gençlik Umut Veriyor”

Anadolu Folk Grubu’nun kurucusu ve usta eğitmen Göksenin İleri, sahneden gençlere ve projeye destek verdi; “Bu işi yıllardır yapan biri olarak söyleyebilirim ki; Okan Gürbüz’ün bu yolda yürümeye devam etmesi bizi hem mutlu ediyor hem gururlandırıyor. Her zaman yanındayım. Gençlerin bu projeye gönül vermesi, kültürümüzün yaşaması için büyük bir umut kaynağı.”





Sunucudan Mesaj, “Bu Sadece Bir Gösteri Değil, Kültürel Bir Davettir”

Etkinliğin sunucusu, lansmanın kapanışında; “Bu sadece bir sahne gösterisi değil; bu toprakların sesi, göçen geleneklerin hatırlatılması ve geleceğe bir çağrıdır. Anadolu Rüyası, hepimizi bu dört kapının ötesine, birlikte yaşamanın, üretmenin ve anı yaşatmanın değerine davet ediyor.”

Dünya Sahnesinde Anadolu Rüyası

Forte Kültür Sanat Akademisi'nin başarıları sadece yurt içiyle sınırlı değil. Litvanya, Güney Kore ve Jeju Adası’nda alınan dünya birincilikleri, Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil ediyor. Bu yıl Brezilya’daki bir uluslararası festivale katılacak olan ekip, kültürel diplomaside yeni bir adım atmaya hazırlanıyor.

Gelecek Turne Takvimi

29 Haziran – Ankara Gösterimi
Temmuz – Giresun ve İzmir Gösterileri
Sonbahar 2025 – İstanbul Gösterimi ve ardından uluslararası turne

yilmazparlar@yahoo.com

.


17 Haziran 2025 Salı

Zafer Parti Başkanı Ümit Özdağ, BERAAT-Yılmaz Parlar

 Zafer Parti Başkanı Ümit Özdağ BERAAT…

149 Günlük Hukuksuzluk Bitti,

Ümit Özdağ’a BERAAT!

Silivri’den Türkiye’ye Adalet Mesajı, Özdağ Suçsuz!

Yargı Direndi, Hakikat Kazandı, Demokrasi Silivri'den Yükseldi

Türkiye Kazandı, Hukuk Kazandı, Demokrasi Kazanacak

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, 17 Haziran 2025 tarihinde yargılandığı davada yaptığı çarpıcı savunma sonrası beraat etti.

Bu karar, yalnızca bir bireyin değil, bir ülkenin adalet duygusunun yeniden inşası açısından tarihî bir dönüm noktası olarak kayda geçti.

Silivri Cezaevi’nde yaklaşık 149 gün süren tutukluluğun ardından, hukuk adına verilen bu karar, adaletin hâlâ mümkün olduğunu gösterdi.

Özdağ’ın “hukuk cinayeti” olarak nitelediği iddianameye karşı yaptığı savunma, yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü ve siyasi baskılara direnişin güçlü bir manifestosu niteliğindeydi.

Duruşma Günü

 Türk Milletinden Büyük Destek

Duruşma günü Silivri Adliyesi önünde adeta bir birlik ruhu hâkimdi. Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Ali ŞehirlioğluGenel Merkez Yöneticileriİstanbul İl Başkanı Hakan Akşitİl Başkan Yardımcısı Elvan Ersoy, çok sayıda il ve ilçe başkanı ile birlikte çeşitli partilerden liderler ve partililer, Özdağ’a destek vermek için salondaydı.

Türk milletinin farklı kesimlerinden yükselen bu dayanışma, davanın yalnızca bireysel değil, ulusal bir mesele olarak görüldüğünü ortaya koydu.

Zafer Otağı’na Vefa Ziyareti

Kararın ardından Ümit Özdağ, kar kış demeden cezaevi önünde kurulan “Zafer Otağı”nda nöbet tutan partililere vefa ziyaretinde bulundu. Çaylar içildi, teşekkürler edildi, duygular paylaşıldı.

Bu buluşma, yalnızca bir siyasi liderin halkıyla olan bağını değil, bir inancın, sabrın ve mücadelenin ortak zaferini simgeledi.

Savunmadan Satır Başları

 Adalet, Cesaret ve Gerçekler

Savunmasının başlangıcında, Özdağ, iddianamede delil olarak sunulan imzasız, mühürsüz ve isimsiz belgeleri sert şekilde eleştirdi. “Benim adım bile geçmeyen bir belgeyle yargılanıyorum” diyerek hukuki temelsizliğe dikkat çekti.

AKP ya da MHP üyelerinin suçları nedeniyle Erdoğan veya Bahçeli yargılanıyor mu?” sorusu ise salonda derin yankı uyandırdı.

“Suçsuzluğumu biliyorlar ama baskı var”

Savcılığın Kayseri’deki olayları, kendi paylaşımlarıyla ilişkilendirme çabasına karşı çıkan Özdağ, Kayseri Emniyeti’nin resmi raporlarında ne kendi hesabının ne de partinin resmi hesaplarının yer almadığını belgeledi.

“Hâkim Bey, Korkmayın”

Savunmasının sonunda Özdağ, hakimlere tarihi bir çağrı yaptı:

“Adalet için cesaret gerekir. Allah’tan başka kimseden korkmayın. Beraat kararı verin, çünkü bu yalnızca benim değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti kimliğinin sınavıdır.”

Ve karar geldi: BERAAT

BERAAT…

Bu Sadece Bir Mahkeme Kararı Değildir

Bu beraat kararı, yalnızca Ümit Özdağ için değil, ifade özgürlüğü, hukuk devleti ilkeleri ve demokrasi için mücadele eden herkes için bir umut ışığı oldu.

Türkiye, bir kez daha gösterdi ki; karanlık ne kadar derinleşirse derinleşsin, adalet ışığı er ya da geç parlayacaktır.

Dış basında da geniş yankı uyandırması beklenen bu beraat kararı, Türkiye’nin demokratik kazanımları açısından önemli bir örnek teşkil edecek.

yilmazparlar@yahoo.com

1 Haziran 2025 Pazar

Özbek Bilim Kadınlarından ÖKHD'e Ziyaret-Yılmaz Parlar

  

Özbek Bilim Kadınlarından Türkiye’ye Anlamlı Ziyaret

Aile Değerlerine Ortak Vurgu
 “Mutlu Aile, Güçlü Toplum, Huzurlu Dünya” Mesajı Türkiye’den Yankılandı

Burada konuşanların her biri, yalnızca bir akademisyen, bir uzman ya da bir aktivist değil; aynı zamanda aileyi, kadını, toplumu ve insanlığı savunan birer yol gösterici...

Özellikle Özbekistan’dan gelen değerli bilim kadınlarının her cümlesi, toplumun özünü oluşturan aileye dokunuyor ve geleceğe dair umutları filizlendiriyor. Aile yapısının yeniden onarılması, güçlü kadınlarla mümkün olabilir; işte bu ziyaret, tam da bu iradenin ete kemiğe bürünmüş halidir.

Aile, Toplumun Temel Taşı ve Kadınların Gücü

Bugün, Özbekistan’dan gelen değerli bilim kadınlarının Türkiye’deki Özbek Kadın Hakları Koruma Derneği’ni ziyareti, aile kurumunun ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Aile, bir toplumun temelidir; maddi ve manevi değerlerin aktarıldığı, sevginin ve dayanışmanın yeşerdiği kutsal bir yuvadır.

Özellikle kadınlar, bu yuvanın mimarıdır. Onların bilgisi, şefkati ve fedakarlığı olmadan ne aile ayakta kalabilir ne de toplum ilerleyebilir.

Kadın Eliyle İnşa Edilen Gelecek, Bilim Kadınlarından Anlamlı Mesajlar

Özbekistan’dan gelen Aile ve Cinsiyet Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Aynisa Musurmanova ve Yüksek Öğrenim, Bilim ve Yenilik Bakanlığı Uzmanı Dildora Solihojaeva’nın yer aldığı heyet, 31 Mayıs 2025 Cumartesi günü, Mecidiyeköy Kervan Geçmez Sokak Keskin İş merkezi adresinde bulunan Özbek Kadın Hakları Koruma Derneği’ni ziyaret etti.

Dernek Başkanı Azade (Ozoda) İslamova’nın ev sahipliğinde gerçekleşen buluşma, iki ülke arasında aile yapısının korunması ve güçlendirilmesine dair ortak bir vizyonun sembolü oldu.

Aile değerlerinin korunması, kadınların eğitimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konuların masaya yatırıldığı bu önemli görüşmede, geleceğe dönük ortak projeler de ele alındı.

Heyet üyeleri, Türkiye ve Özbekistan haricinde Türk Dünyasındaki kadınların aile politikalarının bilimsel ve toplumsal yönleri üzerine fikir alışverişinde bulunurken, gelecekteki iş birlikleri için de önemli mutabakatlara varıldı.

Bilim kadınlarına dernek tarafından törenle takdim edilen sertifikalar, onların sadece fikir değil, aynı zamanda birer umut taşıyıcısı olduklarını gösterdi.

Prof. Dr. Musurmanova, “Kadın Eğitimliyse, Aile Huzurludur”

Prof. Dr. Aynisa Musurmanova’nın da vurguladığı gibi, “Bir kadın eğitimliyse, o ailede gelişme, refah ve huzur olur.” İşte bu yüzden, kadınların güçlendirilmesi ve aile değerlerinin korunması, sadece bir ülkenin değil, tüm insanlığın geleceği için hayati önem taşımaktadır.

Bu vurgu, kadının aile içindeki dönüştürücü gücünü bilimsel bir gerçeklikle ortaya koydu. Musurmanova, aile kurumunun yalnızca bir sosyal yapı değil, aynı zamanda milli değerlerin, ahlaki ilkelerin ve kültürel mirasın taşıyıcısı olduğunu vurguladı.

Ailenin Gücü, Toplumun Gücüdür

Sempozyumda Prof. Dr. Musurmanova’nın ifadeleri, ailenin bir milletin en değerli hazinesi olduğunu bir kez daha hatırlattı: “Gelenekler, görenekler ve manevi değerler, ancak sağlam aile yapılarıyla gelecek nesillere aktarılabilir.

Özbekistan’daki kadın politikalarına da değinen Profesör, Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in kadınları destekleyen örnek teşviklerini ve yasaları hatırlatarak Türkiye ile bilgi alışverişinin önemini belirtti:

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in kadınlara verdiği destek ve “Yılın Örnek Ailesi” gibi projeler, toplumsal kalkınmanın ancak kadınların güçlendirilmesiyle mümkün olacağını gösteriyor. Türkiye ve Özbekistan’ın bu alandaki iş birliği, sadece iki ülke için değil, tüm Türk dünyası için umut verici bir adımdır.

 “Bizde olmayanı Türkiye’den alalım, bizde olanı Türkiye’ye sunalım. Bu bir kültürel alışveriştir.”

Dildora Solihojaeva, “Maneviyat Kervanı Kurduk”

Uzman Dildora Solihojaeva ise ailede kitap okuma alışkanlığı, milli elbiselerin yaşatılması ve sosyal projelerin yaygınlaştırılmasının aile kurumunu güçlendirdiğini ifade etti.

“Maneviyat kervanı, kitap kervanı gibi projelerle ailelerimizi kültürel olarak zenginleştiriyoruz.”
diyerek maneviyatın dijital çağda bile kaybolmaması gerektiğini vurguladı. Televizyon programları, elektronik platformlar ve basın toplantıları gibi farklı medya araçlarıyla halkın bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların önemini anlattı.

Derin Bir Saygı, Azade İslamova’ya Takdir Yağmuru

Heyetin ev sahibi olan Özbek Kadın Hakları Koruma Derneği Başkanı Azade İslamova, hem Özbekistan’daki hem Türkiye’deki kadın mücadelesinde öncü bir figür olarak takdir topladı.

Dernek Başkanı Azade İslamova’nın cesur adımları ve kadınlar için verdiği mücadele, her türlü takdirin üzerindedir. Onun gibi güçlü kadınlar sayesinde, toplumlar daha adil ve daha huzurlu bir geleceğe yürüyebilir.

Prof. Dr. Musurmanova’nın “öğrencim” dediği İslamova için

“Bir kadının başka bir ülkede ofis açması, kira ödemesi, kadınlara omuz vermesi büyük bir cesarettir. Azade Hanım burada en güçlü olanlarımızdan biridir.”

Prof. Dr. Musurmanova’nın geçmişte mahkemelerde yanlış kararlara karşı yürüttüğü hukuki mücadelelerde birçok kadının hayatını kurtardığı belirtildi. Güler yüzü, istikrarı, ekibiyle kurduğu bağ ve vazgeçmeyen iradesiyle misafirlerini derinden etkileyen İslamova, Türk dünyasında aldığı ödüllerle bu mücadelenin simgesi haline geldi.

Bu buluşma, sadece Özbek kadın akademisyenlerinin ziyareti değil; aynı zamanda kadın eliyle yeniden yeşeren umutların, kültürel kardeşliğin ve aile değerlerinin buluşmasıydı. Her biri bir çınar gibi köklü, bir anne gibi şefkatli ve bir bilim insanı gibi berrak düşünen bu kadınlar, bize aile kurumunun yaşamsal önemini bir kez daha hatırlattı.

Kadınlar, Ailenin ve Toplumun Kalbidir

Bu anlamlı ziyaret, bir kez daha gösterdi ki, kadınlar olmadan ne aile ne de toplum ayakta kalabilir. Onlar, evlatlarına sevgiyi, erdemi ve bilgeliği öğreten ilk öğretmenlerdir. Özbek ve Türk kadınlarının bu buluşması, sadece kültürel bir köprü değil, aynı zamanda ortak değerler etrafında kenetlenmenin de bir simgesidir. Azade İslamova gibi cesur ve çalışkan kadınlar, toplumların ilerlemesinde kilit rol oynamaktadır.

Ortak Mesaj, “Mutlu Aile, Mutlu Dünya”

Ziyaretin sonunda verilen ortak mesaj adeta tüm insanlığa seslendi: “Cemiyetin en temel parçası ailedir. Mutlu aileler kurulursa, ülkeler mutlu olur. Ülkeler mutlu olursa, dünya da huzur bulur.”

Unutmayalım: “Aile mutlu olursa ülke mutlu olur, ülkeler mutlu olursa dünya mutlu olur.” Bu çağrı, tüm insanlığa sesleniyor: Aile değerlerini koruyalım, kadınları destekleyelim ve geleceği birlikte inşa edelim!

Ailede başlayan iyilik, toplumda dalga dalga yayılır. Bugün Özbekistan’dan esen bu kadın nefesi, yarının Türkiye’sinde huzur, refah ve güvenin temelini atmaktır.

Ve evet, ne de olsa hepsi kadın…
Ve kadın varsa, umut vardır, gelecek vardır, aile vardır.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Mayıs 2025 Perşembe

Global HR Summit 2025 Gerçekleşti-Yılmaz Parlar

 

Yapay Zekâ ve İnsan Odaklı Geleceğe Yolculuk

Zirve, KREA M.I.C.E. Kurucusu ve CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in açılış konuşmasıyla başladı. Ferik, insan odaklı teknoloji vizyonunun altını çizerken, liderlerin bu dönüşümdeki rehber rolünü vurguladı.

Global HR Summit 2025,

İnsan Odaklı Teknolojinin Zirvesinde Vizyoner Bir Liderlik

İnsan kaynakları sektörünün en prestijli buluşmalarından biri olan Global HR Summit 2025, bu yıl da iş dünyasının geleceğine ışık tutacak içeriklerle start aldı. Zirve, Mandarin Oriental Bosphorus İstanbul’da, KREA M.I.C.E. Kurucusu ve CEO’su Seda Mızraklı Ferik’in vizyoner açılış konuşmasıyla kapılarını açtı.

Zirve Başkanı olarak sahneye çıkan Ferik, insan odaklı teknoloji vizyonunun altını çizerken, liderlerin bu dönüşüm sürecindeki rehber rollerini güçlü bir şekilde vurguladı. Ferik, konuşmasında şu ifadeleri kullandı;

“Değişim, insanlığın en değişmez gerçeği. Sürekli değişen ekonomik ve sosyal koşullar, yeni çalışma modellerini öne çıkarırken; HR sektörü için de teknolojik gelişmeleri doğru kaynaklardan ve yakından takip etmek daha fazla önem kazanıyor. Bilgi başarının anahtarını simgeliyor. İş dünyasının değişimini ve dönüşümünü 'yapay zeka çağında' anlamlı bir şekilde yöneten ve 'insan odaklı' bir yaklaşımla benimseyen şirketler, sürdürülebilir başarıyı yakalayabiliyor.”

Beşinci yılında olan Global HR Summit, bu yıl da "Yapay Zeka, Teknoloji ve İnsan" temasıyla; insan kaynakları profesyonellerinin ilham alacağı, vizyonlarını yenileyeceği ve sektöre kalıcı katkılar sağlayacağı eşsiz bir platform sundu.

Alanında uzman konuşmacılar, interaktif oturumlar ve geleceğin iş dünyasına yön verecek konular zirve katılımcılarıyla buluştu.

Seda Mızraklı Ferik: HR Dünyasının İlham Veren Yol Göstericisi

Zirveye sadece organizatör kimliğiyle değil, aynı zamanda HR dünyasının vizyoner liderlerinden biri olarak damga vuran Seda Mızraklı Ferik, güçlü hitabeti ve stratejik yaklaşımıyla katılımcılara yön verdi. Ferik’in liderliğinde Global HR Summit, yalnızca bir etkinlik değil; dönüşümün, ilhamın ve insan odaklı dijital geleceğin adı haline geldi. Global HR Summit 2025, sadece bugünün değil, geleceğin liderlerini bugünden inşa ediyor.

Global HR Summit 2025, insan kaynakları alanındaki liderleri, danışmanları ve teknoloji öncülerini bir araya getirerek iş dünyasında dönüşümün nabzını tuttu. Zirve, hem içerik zenginliği hem de konuşmacı çeşitliliğiyle bu yıl da fark yarattı.

İnsan kaynakları ve iş dünyasının geleceğini şekillendiren en prestijli organizasyonlardan biri olan Global HR Summit 2025, İstanbul’da iş dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirdi. Zirvenin bu yılki ana teması, “Yapay Zekâ Çağında İnsan, Liderlik ve Kurumsal Dönüşüm” olarak belirlendi.

Yapay Zekânın İş Hayatına Etkisi Masaya Yatırıldı

Günün ilk keynote konuşmalarında, Tribewanted Kurucusu Ben Keene, yapay zekânın pozitif etkilerini nasıl kullanabileceğimizi aktardı. Ardından HR Hacking Endüstri Analisti Matt Burns, şirketlerin AI teknolojisini stratejik olarak nasıl entegre ettiğini katılımcılarla paylaştı.

The Brick Coach Kurucusu Amale Ghalbouni ise “Yapay Zekâ Çağında Korkusuz Liderlik” başlıklı konuşmasında, belirsizlik içinde cesur kültürlerin nasıl inşa edileceğini anlattı.

Modern HR’ın Babası’ndan İlham Verici Sunum

Zirvenin en çok ilgi gören isimlerinden biri, “Modern İnsan Kaynakları’nın Babası” olarak bilinen Prof. Dr. Dave Ulrich oldu. “HR Teknolojisi, Yapay Zekâ ve İnsan Yeteneğinin Evrimi” başlıklı sunumunda, insan kaynaklarının dönüşümüne dair önemli stratejiler paylaştı.

Seda Mızraklı Ferik ve Pluxee Türkiye CEO’su Eda Uluca Özcan ise özel bir söyleşide dönüşümün merkezinde yapay zekâ, insan ve liderliği ele aldı.

İnovasyon, Öğrenme ve Kurumsal Kültür Konuşuldu

Chris Heemskerk inovasyon kültürünün küresel ölçekte nasıl geliştirilebileceğini anlattı. PeopleKult Ortağı Ivan Palomino ise davranış bilimiyle dönüşüm süreçlerini başarıya ulaştırma yollarını paylaştı.

Prof. Dr. Acar Baltaş, “Yapay Zekâya Karşı Bilgelik Zekası” sunumunda, insanın makineye karşı farkını ve insanlığın gelecekteki rehberliğini sorgulayan çarpıcı bir konuşma gerçekleştirdi.

Oturumlarında Stratejik Yaklaşımlar Öne Çıktı

Angelique Slob, geleceğin iş trendlerini insan odaklı stratejilere dönüştürmenin yollarını; Guillermo de Haro Rodríguez ise AI’ın kurumsal öğrenmede nasıl kullanıldığını aktardı.

Matthew Phelan ve Berna Şamiloğlu, çalışan mutluluğu ile kurumsal kültür arasındaki bağ üzerine ilgi çekici bir söyleşi gerçekleştirdi.

Psikolojik Dayanıklılık ve Hukuki Dönüşüm Gündemdeydi

Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, yapay zekâ çağında kurumsal ve ruhsal sağlığın önemine dikkat çekti. Hukuk, teknoloji ve liderlik kesişiminde gerçekleşen panelde ise Ayşe Naz DumanFazilet KarabacaklarKerim Müderrisoğlu ve Levent Kömür yeni çağın etik ve hukuki dinamiklerini değerlendirdi.

Global HR Summit 2025’te “Eşitlik ve Kapsayıcılık” Ekseninde Yeni Nesil Liderlik Masaya Yatırıldı

Global HR Summit 2025 kapsamında düzenlenen “Eşitlik ve Kapsayıcılık Ekseninde Yeni Nesil Liderlik” başlıklı panelde, Shell & Turcas CEO’su Emre Turanlı ile Yeniden Biz Eş Başkanı Selen Kocabaş, iş dünyasında değişen liderlik anlayışını katılımcılarla paylaştı. Panelde; teknolojinin yükselişi, kadın istihdamı, empati odaklı liderlik ve çeşitliliğin iş sonuçlarına etkisi gibi konular masaya yatırıldı.

Ezber Bozan Liderlik ve Öğrenme Kültürü

Shell & Turcas Petrol CEO’su Emre Turanlı, liderlerin artık geleneksel kalıpların dışına çıkması gerektiğini vurgulayarak, “Konfor alanımızdan çıkmak zorundayız. Teknoloji, beceri geliştirme için eşsiz fırsatlar sunuyor. YouTube’dan bile mikro öğrenmelerle kendimizi dönüştürebiliriz” dedi.

Turanlı, liderlerin yalnızca kendi sektörleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini de belirterek, “Farklı sektörlerden beslenmeliyiz. Ben akaryakıt perakendecisiyim ama sağlık veya eğitimdeki yenilikleri işime nasıl uyarlayacağımı sorguluyorum” ifadelerini kullandı.

Kadın İstihdamı, Sosyal Sorumluluk Değil, Ekonomik Zorunluluk

Selen Kocabaş, kadınların iş gücüne katılımının ekonomik büyüme açısından vazgeçilmez olduğuna değindi:

Türkiye'de kadın istihdam oranı %30’larda. Oysa nüfusun yarısı kadın. Bu açığı kapatmak sosyal sorumluluk değil, ekonomik zorunluluktur.”

Shell’in otoyol istasyonlarındaki kadın istihdamı projelerinden örnek veren Kocabaş, “Kadın çalışan sayısını 5 yılda 5 bine çıkardık. Bu istasyonlarda müşteri memnuniyeti ve performans %8 daha yüksek. Kadın-erkek dengesi, iletişimi güçlendiriyor” dedi.

Ayrıca Manisa’da bir köy muhtarının, kadınları istasyonda çalışmaya ikna etmek için köy meydanında düzenlediği toplantıyı örnek göstererek, “Önyargıları kırmak için yerel iş birlikleri şart” ifadesini kullandı.

Teknoloji ve İnsan Arasındaki Denge

Her iki konuşmacı da teknolojinin insanın yerini almak için değil, onun yeteneklerini desteklemek için var olduğunun altını çizdi. Emre Turanlı, “Yapay zekâ verimliliği artırıyor ancak empati, uyum sağlama ve dayanıklılık gibi insani beceriler hâlâ liderliğin temel taşları” dedi.

Selen Kocabaş ise “Merak, öğrenme tutkusu ve tutku, yeni nesil liderlerin vazgeçilmezi. Karşı tarafı anlamak için ‘yaklaşılabilir’ olmalısınız” sözleriyle liderliğin duygusal zekâ boyutuna dikkat çekti.

Panelin Final Mesajı, Kolektif Başarı

Kocabaş’ın paneli kapatırken yaptığı vurgu, zirvenin ruhunu yansıtır nitelikteydi:

Birbirimize benzeyen değil, birbirimizi tamamlayan insanlarla çalıştığımızda değer üretebiliriz. Kapsayıcılık, teknolojiyi de içine alan bütünsel bir liderlik anlayışıyla ele alınmalı.”

Yapay Zekâ Çağına Hazır Bir İş Gücü Oluşturmak

EMEA Kurumsal Satış Başkan Yardımcısı Oliver Latham, Pearson, İş dünyasında bilinmeyen sulara yelken açıyoruz. 

Demografik değişimler ve yapay zekâ (AI), işletmeleri ve iş gücünü benzeri görülmemiş bir hızla dönüştürüyor. Ancak mevcut iş gücü, AI ve teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmek için gereken öğrenme hızına hazırlıksız.

Eğitim Sistemleri ve İş Dünyası Bugünün İhtiyaçlarına Cevap Veremiyor

2025’e yaklaşırken, bu sorun iki büyük nedenle daha da acil hale geliyor: demografi ve yapay zekâ.

Demografik Değişim, Dünya genelinde (birkaç istisna dışında) nüfus hızla yaşlanıyor. Doğum oranları son 20 yılda keskin bir düşüş gösterdi ve bu eğilim değişmiyor.

Uzayan Yaşam Süresi, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 2050’de dünya nüfusunun %22’si 60 yaş üzerinde olacak (2015’te bu oran %12 idi).

Deneyimli çalışanlar emekli oldukça, yetenek tabanlı şirkeler zor durumda kalıyor. Sağlık, eğitim, sosyal hizmetler, üretim ve vasıflı mesleklerde gençlerin sayısı azalıyor. Bu da bu alanlardaki çalışanlar üzerindeki baskıyı artırıyor.

Teknolojinin Etkisi, AI İşleri Radikal Şekilde Değiştiriyor

AI’ın hızlı yükselişi, rutin işleri otomatikleştirerek birçok mesleği dönüştürüyor. Sadece veri girişi veya perakende satış noktaları değil; müşteri hizmetleri, satış destek ve sosyal bakım gibi "rutin olmayan" bilgi işleri bile otomasyon tehdidi altında.

2030’a kadar, işlerin %65’i için gerekli beceriler değişecek.

85 milyondan fazla iş pozisyonu boş kalabilir.

AI destekli karar verme sistemleri, yeni becerilere olan talebi artıracak: Prompt mühendisleri, veri küratörleri, sorumlu AI uzmanları gibi.

Kritik insani beceriler (eleştirel düşünme, yargı, empati, uyum sağlama, problem çözme) daha da önem kazanacak. Ancak bu beceriler geliştirilmezse, ekonomik kayıplar trilyonlarca dolara ulaşabilir.

Bireyler ve Ekonomiler İçin Riskler

Bireyler, Sürekli değişen iş gereksinimleri, daha düşük kazanç ve iş güvencesizliği anlamına gelebilir.

Şirketler, Nitelikli çalışan bulamama sorunu büyüyor.

Hükümetler, Ekonomik gücün birkaç "süperstar firma"da toplanması, eşitsizlikleri derinleştiriyor.

Pearson’ın "Lost in Transition"raporuna göre:

ABD’de yıllık geçiş kaybı: 1,1 trilyon $

İngiltere’de 96 milyar $ (GSYİH’nın %4’ü)

Türkiye’de yaklaşık 50 milyar $

Bu kayıpların arkasında, gelir kaybı, iş güvencesizliği ve geride kalma korkusu yaşayan insanlar var.

Çözüm: Beceri Yollarını Yeniden Tasarlamak

Eğitim Kurumları, Müfredatı, gençlerin iş gücüne hızla adapte olabilmesi için çoklu eğitim ve mesleki yollara uygun hale getirmeli.

Bireyler, Kendi beceri yolculuklarını planlamalı ve geleceğe hazır yetenekler geliştirmeli.

İşverenler, Çalışanlarını yeniden yetkinleştirme (upskilling & reskilling) programlarına dahil etmeli.

Artık kariyerler doğrusal değil, dinamik. İnsanların iş, rol ve sektör değiştirme sıklığı tarihte hiç olmadığı kadar yüksek.

AI ile Verimlilik Artışı: Türkiye’de Haftada 23 Milyon Saat Tasarruf Mümkün

Pearson’ın analizine göre, üretken AI (generative AI) sayesinde:

İngiltere’de haftada 19 milyon saat (araştırma, kayıt tutma, veri toplama gibi işlerde) tasarruf edilebilir.

Türkiye’de bu rakam nüfusa oranla haftada 23 milyon saati aşabilir.

Kazanılan zaman, insan becerilerine odaklanmaya ayrılabilir,

Yaratıcı düşünme, İş birliği, Karar verme, Empati ve liderlik

Avrupa’da 3 Büyük Sektörde AI’ın Etkisi:

Eğitim, Haftada 830.000 saat tasarruf (ders planı hazırlama yerine öğrenci odaklı çalışmaya zaman ayırma).

Tıp, 507.000 saat (tıbbi kayıt ve randevu otomasyonu, hemşirelerin hasta bakımına daha çok zaman ayırması).

Bilişim, 850.000 saat (kodlama desteği ve uzman bilgi yönetiminde verimlilik).

Geleceğin İş Gücü İçin Harekete Geçme Zamanı

AI devrimi, insan becerileriyle dengelendiğinde verimlilik, yenilikçilik ve büyümeyi artırabilir. Ancak öğrenmeyi öğrenmek artık en kritik yetenek.

Hükümetler, şirketler ve bireyler iş birliği yapmalı. Aksi takdirde, beceri uçurumu derinleşecek ve ekonomik kayıplar kaçınılmaz olacak.

Zirvenin kapanış söyleşisinde ise Adil Yıldırım, iş dünyasında duygu durumu yönetimi ve içsel denge üzerine katılımcılara ilham veren bir sohbet sundu.

yilmazparlar@yahoo.com

Fenerbahçe Rotary Kulübünden Kutsal Aktivite-Yılmaz Parlar

    Kalben Derneği’ne İlham Veren Gece Sanatın iyilikle buluştuğu özel bir gece, çocukların kalbine umut, topluma ise ilham oldu. Fenerbahçe...